Bunları da özlemiştik....

Konsantrasyon

Önce Ali Sami Yen’de Fenerbahçe önünde alınan 3-1’lik galibiyet ve oynanan başarılı futbol, ardından deplasmanda Trabzon’a karşı alınan 3-0'lık galibiyet ve son olarak Ordu’da 2-0’la gelen 3 puan...

İyi futbol sinyallerini yavaş yavaş ve özellikle 4-4-2’ye dönmemizle vermişti. Sahada oynanan ve haftalar ilerledikçe daha da olumlu sinyaller veren iyi ve doğru futbol herkes tarafından görüldü. Ancak sadece saha içi de değil aslında. Bazı durumlarda saha içi kadar saha dışında olan olaylar, yapılan açıklamalar, birlikte verilen röportajlar da bir takımın başarısını ortaya çıkarmaya yetiyor. Son haftalarda sahadaki futbol kadar bu da Galatasarayımız’da dikkat çekiyor ki bu beni en az sahadaki oyun kadar keyiflendiriyor. Takımın egosundan arınmış, uyumlu, yanındakine yardım etmekten zevk alan, öğrenmeye açık isimleren oluşması da bunda en büyük etkenlerden.


Ordu maçında da sahadaki analizden çok gollerden sonra yaşanan sevinç, maçtan sonra oyuncuların tek tek sarılıp kucaklaşması öne çıkan noktaydı bence. Yani oyuncuların suratına bakınca o galibiyet kutlamasının, gol sevincinin sıradan olmadığı çok açıktı. Daha önceki haftalarda da Ujfalusi’nin Emre Çolak, Semih hakkında konuşmaları, Eboue’nin röportaja karıştığındaki hava, Muslera’nın gol sevincinde genç Ufuk’un kucağına atlaması, Elmander’in ve Melo’nun arkadaşlarını motive etmesi, yedek kulübesindekilerin hareketleri....Bunlar benim aklımda kalanların bir kısmı aslında. Kesinlikle kazanmak da çok önemli ama bu takımdaşlık, formaya ve arkadaşlarına saygı, birliktelik bence şuan herşeyden daha önemli.

Tabi son olarak bunun mimarlarını da unutmamak gerekir. Fatih Terimli Galatasarayımız’ı böyle görmeyi gerçekten çok özlemiştik...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder