Altyapı sorunu - Hatayı kendimizde aramak...

Futbolumuzda en çok eleştirdiğimiz konuların başında alt yapıdan oyuncu yetişmemesi geliyor. Elbette bunun birçok faktörü var. Alt yapılara gereken önemin verilmemesi, alt yapılarda gerekli eğitimlerin gösterilmemesi, yetersiz koşullar... Liste uzadıkça uzar. Peki bizim gençlerimizin hiç mi kabahati yok. O yaşta bu başarıyı gösterip kendilerini mental olarak geliştirememeleri, becerilerine, oyun bilgilerine birşey katamamalarında, hiç mi kendilerinin şuçu yok. Bence en az diğer etkenler kadar oyuncularımız da hatalı bu konuda. 

Baktığımızda, yakın zamanda uluslararası alanda gençler şampiyonlarının büyük kısmında yer de buluyoruz kendimize. Ancak bir türlü istikrarlı isimlerle devam edemiyoruz yola. 

Yakın tarihin en önemli başarılarından birini 2005 yılında Peru'da düzenlenen 17 yaş altı Dünya Şampiyonası'nda gerçekleştirdi genç milli takımımız. Yarı finale kadar çıkmayı başaran genç milliler Brezilya'ya son dakika golüyle kaybedip, 3.lük maçına çıkmaya hak kazandılar. Bu maçta da Hollanda'ya yenilmekten kurtulamayıp turnuvayı 4. sırada tamamladılar.

Turnuvada bizim adımıza Nuri Şahin'in en iyi 3. oyuncu seçilmesi, yine Nuri Şahin'in ve Tevfik Köse'nin en çok gol atan 3 isim içinde yer alması önemliydi. Şampiyonada bu iki isim oldukça ön plana çıktı. Bu kadrodan çok da umutluyduk aslında. Peki geçen 7 yıl boyunca bu kadroda yer alan isimler neler yaptı, bu kadrodan geriye ne kaldı? Geriye ne kaldığına bakarken bizim gençlerimizle aynı başarıyı gösteren Hollandalı gençlerin de neler yaptığına bakmak, en azından kıyaslamak ve fikir edinmek için daha iyi olacaktır.


İki takımın da genç, potansiyele sahip 20 oyuncusu vardı turnuva öncesi. Peki şampiyonadan sonraki bu süreçte bu isimler neler yaptı, nerelere transfer oldu, gelişim kaydedip futbol dünyasında nereye yerleşti?

İki ekibin de kadroları alttaki linklerde mevcut.
http://www.fifa.com/tournaments/archive/tournament=102/edition=9095/teams/team=1889693.html
http://www.fifa.com/tournaments/archive/tournament=102/edition=9095/teams/team=1889646.html

Milli takımımızda bu 20 kişilik kadrodan geriye aslında pek de birşey kalmadığını görüyoruz. Caner Erkin, Nuri Şahin, Aydın Yılmaz, Aykut Demir, Tevfik Köse, Murat Duruer ve biraz da Deniz Yılmaz dışında kalan isimler 2005 yılından sonraki kariyerlerini 2. ve 3. lig takımlarında bile fazla forma şansı bulamadan geçirmişler. En üst lig kategorisinde uzun süre top oynayan ilk 4 isim Caner, Nuri, Aydın ve Aykut. Aydın'ın ne kadar oynadığı da soru işareti benim için.

Volkan Babacan'ın istikrarlı bir şekilde geçirdiği tek sezon yok, Özgürcan Özcan Galatasaray'dayken birçok takıma kiralanıyor ancak beklenen performans buralarda ve sonrasında da gelmiyor, yine Galatasaray alt yapısında yetişen ve paf takımda kaptanlık yapan Erkan Ferin 2. Lig Beyaz Grup'taki Eyüpspor'da görev yapıyor, savunmada görev yapan Mehmet Yılmaz son 7 senede 7 farklı takımda forma giyiyor. Geriye kalan isimlerden Ferhat Bıkmaz, Serdar Keşçi, Harun Karadaş, Emre Balak, Anıl Taşdemir, Ergün Berisha, Cengiz Çoban, Eray Birnican'ın da kariyerlerinde kayda değer birşey bulunmuyor malesef.

...............................................................

Gelelim 3.lük maçında karşılaştığımız Hollanda'nın gençleri. Kısa kısa onların geçen sürede neler yaptığına bakalım.

Kaleci Tim Krul'dan başlayalım... Kiralık Carlisle ve Falkirk dönemlerinden sonra son 3 sezondur Premier Lig ekiplerinden Newcastle United'ın kalesinde görev yapıyor.

Erik Pieters bu sezon sakatlığı nedeniyle oynayamasa da son 7 yılını Hollanda'nın en üst liginde istikrarlı bir şekilde geçirdi. 5 sezondur da PSV forması giyiyor.

Savunmada görev yapan Tom Hiariej, Groningen'de forma giyiyor. Son 6 sezonda Groningen formasıyla ligde 100 maçın üzerinde görev yaptı.

Yine savunma oyuncularından Dirk Marcellis son 6 sezondur Hollanda 1. Ligi'nde düzenli forma giyiyor. Son 3 sezonunu AZ Alkmaar'da geçiren Marcelis'in bu forma altında bir de lig şampiyonluğu bulunuyor.

Jordy Buijs de De Graafschap ve Nac Breda formalarıyla 3 sezondur en üst ligde forma giymeye devam ediyor.

Ruud Vormer en çok gelişim kaydeden isimlerin başında geliyor. Şampiyonadan sonraki 2 sezon fazla forma şansı bulamasa da (ki bu sezonlarda 17 yaşının altındaydı zaten) 6 sezondur istikrarlı bir şekilde Eredivisie'de Roda ve son olarak da Feyenoord formasıyla görev yapıyor.

Orta sahanın ortasında görev yapan Vurnon Anita 2012-2013 sezonunda 8.5 milyon euro karşılığında Newcastle'a transfer oldu. Ondan önceki 4 sezonda da Ajax formasını düzenli bir şekilde giyiyordu. Anita'nın genç kariyerinde Ajax ile kazanılmış 2 lig, 3 de Hollanda Kupası şampiyonluğu bulunuyor.

Kendinden çok şey beklenen, Sparta Rotterdam alt yapısında yetişen Marvin Emnes, 6 sezondur şuanda Championship'te yer alan Middlesbrough'da. Özellikle son 2 yıldır takımının en büyük silahlarından. Middlesbrough, Emmen için 4 yıl önce 4 milyon euro bonservis bedeli ödemişti.

Bu isimler ilk göze batanlar. Kalanlardan Arie van der Heijden (Vitesse), Mitchell Schet (Groningen), John Goossens (Feyenoord) de Hollanda 1. Ligi'nde forma giymeye devam ediyorlar.


...............................................................

Tabi bu kadrodaki tüm isimlerin çıkıp dünya yıldızı olmasını, Avrupa'nın ve ülkenin en iyi takımlarında top koşturmasını beklemiyoruz ama en azından biraz daha farklı bir tablo olmalıydı. Hollanda'daki isimler de dünya yıldızı olmadı ama neredeyse o kadronun tamamı bulunduğu ülkenin en iyi liginde düzenli şekilde forma buluyor. Biz de ise durum malesef çok farklı. O noktalardan gelip 2. ve 3. ligde bile doğru düzgün oynamayan, sürekli takım değiştiren birçok isim var ne yazık ki.

Belki bizim de genç oyunculara bakış açımız, onlara tanıdığımız fırsatın da bu isimlerin sönüp gitmesinde etkisi vardır ama en azından biraz olsun iğneyi de kendimize batırmayı bilelim. Dünya Şampiyonası'nda 4. lük yaşamış 20 isimden geriye kalanlar hiç de iç açıcı değil. Umalım ki gelen yeni gençler kendilerini kafa olarak biraz daha iyi hazırlarlar, biraz daha özen gösterip çalışırlar da sönüp gitmezler. Tabi kulüp ve milli takım bazında alt yapılardan sorumlu kişilerin üzerlerine düşen görevleri daha iyi yapmasını da bekliyoruz her zaman olduğu gibi.


...............................................................

Bir dönem Beşiktaş'ı da çalıştıran Tigana o günlerde FourFourTwo'ya verdiği bir röportaj der ki ''Büyük ve iyi bir oyuncuyu diğerlerinden ayıran tek fark tekrardır. Büyük oyuncu yapabildiği hareketleri bile, onlarca, yüzlerce defa tekrar eder. Her gün... Her gün... Her gün... Yüksek seviyeye gelmek isteyen oyuncu böyle çalışır. Antrenmana gelip laf olsun diye çalışan, sağla solla konuşan, konsantre olmayan oyuncular asla üst düzey futbolcu olamaz...''

Tigana aslında biraz da bizi anlatmış malesef...