İstikrar abidesi, bkz: David Moyes...

  
 Aslında Merseyside'ın ve Liverpool'un öz evledı ancak büyük bir kesime göre hiçbir zaman ailenin gözdesi olmayı başaramamış bir takım... Her zaman küçük kardeşin gölgesinde. Liverpool hep daha iyidir, hep daha iyi transferler yapar ve en iyi başarıları onlar kazanır. Öyle de olmuştur aslında. Everton her zaman için geri plandadır. Daha az kupaları, daha az yerel ve uluslararası başarıları ve kesinlikle daha az paraları var. 

Ancak son yıllarda rakiplerinden çok daha üstün oldukları bir alan var artık, o da teknik patronları, David Moyes... Liverpool son 10 senede 5. hocasıyla yola devam ederken Everton'ın başında bu sürede hep David Moyes vardı...  

Ailenin geri planda kalan çocuğunu son 10 senede en üst düzey ligde başarıyla idare eden Moyes aslında istikrar kelimesinin direk karşılığı olabilir. 

14 senelik antrenörlük kariyerinde Everton 2. takımı. 35 yaşında göreve geldiği Preston North End ligde 27 maçta sadece 32 puan toplayabilmiş, düşmeme mücadelesi veriyordu. Onun göreve gelişiyle kalan 19 maçta 27 puan topladılar ve ligde kalmayı başardılar. 


Böylece Moyes ilk hocalık deneyiminde başarıya ulaşmış sayılırdı ancak bu daha başlangıçtı. İkinci sezonda Preston zirveye göz kırptı, ligi 5. sırada tamamladı ancak Play-Off'larda üst lige çıkmayı başaramadılar. Yeni sezon, istikrarlı hocanın istikrarlı kadrosuyla çok daha farklı oldu ve bu kez lider olarak üst lige yükseldi Preston. 1. Lig'de de başarılı bir sezon geçiren Moyes ve Preston, yine Play-Off'lara kalma başarısını gösterdi ancak bu kez üst lige çıkamadılar. Aslında Play-Off'larda elenmek Moyes için yeni bir dönemin başlangıcı olmuştu.

Walter Smith'in görevine son veren Everton, gözlerini Preston'daki başarısıyla dikkatleri üzerine çeken Moyes'e çevirmişti. Kulübün şuanda olduğu gibi o dönemki patronu Bill Kenwright'ın bizzat devreye girmesi ve Preston başkanı Derek Shaw'un da onayıyla Moyes'le görüşmeler başlandı... Ve sonuç olarak 14 Mart 2002'de Moyes Everton'ın yeni patronu oldu.

İmkanların da çok iyi olmaması nedeniyle o dönem Everton'daki ilk hedef ligde kalmaktı ve kalan 9 haftada işler pek de kolay olacağa benzemiyordu. Herşeye rağmen Moyes'in ekibi topladığı 13 puanla ligde kalmayı başardı. Kariyeri zor şartlarda başlamıştı ve o bu şartlara alışık bir hocaydı. Everton'daki ilk yıllarında da bu zorlukları yaşadı. 

Richard Wright ve Yobo ile kadroyu güçlendirdi ve kendisinin kurduğu kadroyla ilk yılını geçirdiği Everton ile ligi 7. sırada tamamlayarak çok önemli bir işe imza attı. Önemli bir başarıydı çünkü Everton son 6 yıldır 13. sıranın üzerinde ligi tamamlayamamıştı. Bu başarıya ulaşırken de, o dönem henüz 17 yaşında olan Rooney gibi bir isme şans vererek her hocanın cesaret edemeyeceği bir iş yapmıştı. Şimdi iyi ki bu cesareti göstermiş diyoruz...

Moyes ve Everton - büyük başarının altında ezilmek de diyebiliriz, baskıyı kaldıramama da diyebiliriz, adı her neyse - bir yıl sonra ligde kalmayı zor da olsa başarabildi. Ancak Maviler ondan yine vazgeçmedi ve belki de şuanki duruma gelmelerinde en önemli virajdı o sene.

Devam eden yıllarda Everton daha istikrarlı bir şekilde yoluna devam etti. Artık Avrupa kupaları için mücadele eder bir duruma gelmişlerdi. Şampiyonlar Ligi'nde 4. tura, UEFA Kupası'nda 2. tura yükselme başarıları elde edildi. Takip eden yıllarda 2009'da FA Cup finali ve Chelsea'ye kaybedilen bir kupa. Ayrıca Everton, Moyes'in göreve gelmesinin ardından Premier Lig'de Manchester United, Chelsea, Arsenal, Liverpool ve Tottenham'dan sonra en fazla toplayan takım oldu.  

Gelinen noktada artık herkesin kabul ettiği bir gerçek var, o da, David Moyes ve onun yarattığı Everton. Belki gözde çocuk kadar kupaları ve paraları yok ancak bu ikili en az Liverpool kadar saygıyı hak ediyor.

Moyes kulübü sadece sportif başarıya da taşımadı. Genç isimleri dünya futboluna kazandırdığını da rahatlıkla söyleyebiliriz. Henüz 17 yaşındayken sahaya sürdüğü Rooney (Man Utd) ve Jack Rodwell (Man City), 20'sinde şans verdiği McFadden (Sunderland), yine 17 yaşında şans verdiği ve halen takımda yer alan Victor Anichebe bu isimlerden en göze çarpanları. Mikel Arteta, Tim Cahill gibi isimleri de unutmamak lazım...

Kulüp ve oyuncularına kazandırdığı başarıların yanı sıra kendi adına da önemli işlere imza attı başarılı çalıştırıcı. Alex Ferguson'la birlikte 3 kez ''Yılın En İyi Menajeri'' ödülünü kazandı ki Ferguson ve Moyes dışında bu ödülü 3 kez alan yok. 9 kez de ''Ayın Menajeri'' ödülünü alma başarısı gösteren Moyes, şuanda Alex Ferguson ve Arsene Wenger ile birlikte İngiltere'de en uzun süre takım çalıştıranlar listesindeki 3. isim. Ferguson Man Utd'la 26, Wenger Arsenal'la 16 yılı geride bırakırken, Moyes Everton'ın başında 10. yılını devirdi.

Aslında nice 10 yılları da devirebileceğine inanıyorum ancak büyük takımlar onun peşini bırakmayacaktır. Alex Ferguson'dan boşalacak koltuğa oturmayı şuanda hak eden isimlerin en başında geliyor David Moyes. Ama nerede olursa olsun kesin olan birşey var ki o da yıllar sonra bile adından başarıyla söz edilecek... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder