3 puandan çok daha fazlası....


Sıkıntılarla dolu geçirdiğimiz 2 yılın ardından, Fatih Terim’in yeniden yuvaya dönüşü, yanında 2000 ruhunun önemli isimlerini de toplaması, 11 yeni gelen oyuncu, yeni ve farklı bir bakış açısı hepimizin de beklentilerinin artmasına neden oldu. Kolay olmayacağını herkes biliyor ve söylüyordu zaten. Ama inancımız tamdı... Fatih Terim’e inanıyorduk, gelen oyuncuların da hem kariyerleri hem de oynadıkça ortaya çıkan karakterleri bizi daha da çok umutlandırdı. O eski vurdumduymaz isimlerin bile en azından biraz olsun silkelendiğini gördük.

Bir anda her şeyin değişmesini de beklemek hayalcilik olacaktı ki yavaş yavaş hala eksikler olmasına rağmen değişimi görüyoruz. Liverpool maçının tamamında, ligde 9 kişi tamamladığımız G.Antep, Samsun, Bursa maçlarının belirli dönemlerinde gelecek adına olumlu şeyler düşünmemizi sağlayacak o ruhu, o farkı gördük...



Gelelim 7 Aralık gecesine... Olaylara Temmuz’dan bu yana diye girmek istemiyorum çünkü uzadıkça uzuyor...
Ben Galatasarayım’a bakıyorum. Terim’in Galatasaray’ı sadece Galatasaray-Fenerbahçe derbilerini içinde değil, son 10 yılda benim hatırladığım tüm derbiler içinde en iyi maç başlangıçlarından birini yaptı. Forvetsiz sahaya çıkıp, orta sahada kalabalık yapıp, oyunu kontrol etmek isteyen Fenerbahçe’ye karşı orta saha göbeğini aslında sadece 2 adamla tutarak biraz risk de almıştık ama takım halinde çok iyi başlayınca bu eksikliği hiç ama hiç hissetmedik.
Melo, Selçuk oyunu acele etmeden doğru paslarla kurdular. Özellikle Elmander’in de top almak için savunmayı çekmesi rakibin savunma anlayışını oldukça bozdu. Semih Kaya ve Ujfalusi ikilisi de orta sahaya o kadar yakındı ki rakibin topu kapmasıyla kaptırması bir oluyordu.



Maçın genel analizini çok uzatmak istemiyorum aslında. Galatasarayımız ilk yarı boyunca olağanüstüydü. Bunu sadece Fenerbahçe’nin çok kötü olmasına bağlayanlara da söyeleyecek bir laf bulamıyorum artık. İlk yarı kaçanların yarısını atsaydık zaten ikinci yarıya gerek kalmayacaktı. 2. yarı da skor üstünlüğünü ele geçirmiş olmamız biraz daha kontrollü başlamamıza neden oldu doğal olarak. Yine de oyun dengedeydi ki 3. gol zaten işin bittiğini de netleştirdi. Yani uzun bir aradan sonra maç 2-0 iken bile huzurluydum, kaybetme korkusu yaşamıyordum. Aslında bu hissi uyandıran sahadaki, tribündeki herkese teşekkür etmek lazım.

Maçta öne çıkan ufak noktalara dikkat çekmek istiyorum...

*** Geçen yılki kadrosundan (ilk 11 için geçerli) sadece 1 yeni oyuncuyla sahada olan Fenerbahçe’ye karşı, geçen yıldan sadece 3 oyuncusu bulunan bir Galatasaray vardı ki, bu kadar kısa sürede Galatasarayımızın bu kadar uyumlu bir takım olması çok önemli bir gelişme ve değişim. Uyumludan kastettiğim de sadece sahada oynanan oyun değil, tribün, Fatih Terim, oyuncuların hal ve hareketleri, maç sonu açıklamaları vs vs....

*** Sezon öncesi yapılan transferlerin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gördük. 6 yeni yabancı oyuncunun 5’i sahadaydı. Geçen yıldan bir tek Milan Baros görev aldı.Yeni gelenlerin performansına bir bakarsak belki daha net anlamış oluruz.

Melo - 4 gol (13 maç)
Elmander - 5 gol,3 asist (12 maç)
Selçuk - 3 gol, 5 asist (14 maç)
Eboue - 2 gol (13 maç)
Ujfalusi - (13 maç)
Riera - 1 asist (13 maç)
Ceyhun - (4 maç)
Sercan - 2 asist (9 maç)
Muslera - (13 maç)

*** Galatasarayımızın dünkü maç kadrosu (ilk 11) rakibinden 2 yaş daha ufaktı. Yaşlı oyuncuları getirdik diye eleştirildiğimiz günleri unutmadık. Ayrıca dün sahada 2 tane 20 yaşında genç vardı, ikisi de alt yapımızdan çıkma....

*** Gol atamıyor diye eleştirilen Galatasaray,an itibariyle ligin en çok gol atan takımıyken, en az gol yiyen 3 takımından da biri....



Son birkaç not daha...
Dün gerçekten de tribünler, yapılan kareografi, açılan pankartlar olağanüstüydü. Emeği geçen herkese teşekkür etmek gerekir...

Elmander’i küçük görenler, Eboue’yi bu nasıl Arsenal’de oynamış diyenler, Ujfalusi’ye emekliliği için Galatasaray’a geldi diyenler umarım bu karşılaşmadan sonra biraz daha sağlıklı düşünebilirler...

GALATASARAY: 3 - FENERBAHÇE: 1

Stat: Türk Telekom Arena
Hakemler: Fırat Aydınus, Serkan Ok, Alexks Taşçıoğlu
Galatasaray: Muslera, Eboue (Dk. 85 Servet Çetin), Semih Kaya, Ujfalusi, Hakan Balta, Melo, Kazım Kazım, Selçuk İnan, Emre Çolak (Dk. 87 Ayhan Akman), Baros (Dk. 69 Riera), Elmander
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Bilica, Yobo, Ziegler, Selçuk Şahin, Emre Belözoğlu (Dk 46 Semih Şentürk), Cristian, Caner Erkin (Dk. 73 Özer Hurmacı), Bienvenu (Dk. 46 Stoch, Alex
Goller: Dk. 33 Eboue, Dk. 41 Elmander, Dk. 66 Melo (Galatasaray), 90+2 Alex (Fenerbahçe)
Sarı kartlar: Dk. 3 Eboue (Galatasaray), Dk. 56 Caner Erkin, Dk. 64 Selçuk Şahin, Dk. 75 Semih Şentürk (Fenerbahçe)

feel devotion.....

armanın peşinde, adanmış hayatlar...


Bazen fotoğraf kareleri, onlarca kelimeden çok daha fazla şey ifade eder...