Fin diyarındaki Vikingler...



İsveç ile Finlandiya arasında kalan Botni Körfezi'nin girişinde küçücük adacıklar; İsveç ile Finlandiya'yı karşı karşıya getiren, Ruslar ile İsveçliler'in uğruna savaştığı, nüfusu 40 bini bile bulmayan. Ve adaların merkezi ya da başkenti olan Mariehamn. Hikayenin başrolündeki takımımız da IFK Mariehamn...

Onlar için Finlandiya Veikkausliiga'da mücadele eden İsveçliler demek yanlış olmayacaktır. İsveç kıyılarına çok daha yakın olan Aland Adaları, Finlandiya'nın özgürlüğünü ilan etmesinin ardından, Alandlılar İsveç'e bağlanmak isteseler de Finliler buna izin vermedi ancak adaya kendi özerklik hakkını tanıdı. Kısa bir diplomasinin ardından, Finlandiya'nın egemenliğini tanıma şartıyla Alandlılar kendi özerkliklerini almayı başardılar.

Adanın ana yerleşim merkesi ve başkenti Mariehamn IFK'yı da özel yapan durum burada başlıyor. Finlandiya sınırları içerisinde İsveççe'nin resmi dil olarak kabul edildiği tek yer olan Aland Adaları'nın futbol takımı bir nevi İsveç'in Finlandiya'daki temsilciliğini de üstlenmiş durumda...

1930'da başlayan futbol tarihi, 1945 yılında Mariehamn'ın Finlandiya liglerine kabulüyle devam etti. Finlandiya egemenliğini kabul ettiklerinden İsveç liglerine alınamayan Mariehamn, 2005 yılından bu yana Finlandiya'nın en üst ligi olan Veikkausliiga'da mücadele ediyor. Kendini İsveçli gibi hissedenlerin adasını temsil eden Mariehamn'ın Finlandiya'da en fazla İsveçli oyuncuların oynadığı takım özelliği de buradan geliyor.

Halkının yüzde 90'ını İsveççe konuştuğu Aland Adaları takımı olan Mariehamn'ın logosu da tıpkı bulunduğu adanın bayrağında olduğu gibi İsveç esintileri taşıyor. Kulübün güzel ve ilginç bir diğer özelliği de Avrupa'da profesyonel takımlar içerisinde en uzun süredir aynı teknik direktörle çalışan birkaç takımdan biri olması. Pekka Lyyski 2003 yılından bu yana takımın başında...

Sneijder & Drogba

Her sene Şampiyonlar Ligi’nde niye bir takımımız çeyrek final oynamıyor, bize niye dünya starları gelmez deriz, gelene yaşlı pahalı deriz, bunları derken Euroları TL’ye çevirip rakamları büyütürüz, Zaha’nın Manchester United’a toplam maliyetinin TL’ye çevirince 60 milyon TL’yi bulduğunu, Tottenham’ın Holtby için yıllık neredeyse 5 milyon euro ödeyeceğini bilmeyiz, kimlere neler ödendiğinden haberdar olmayız, ama konuşuruz da konuşuruz……


He bir de aman Burak’ı küstürmeyelim, Umut’u üzmeyelim olayı var… Bu takımda Elmander küsmeden, poz yapmadan yedek kalıyorsa herkes yedek kalabilir demektir. Yedek kalmayacak performansı kim gösterirse o oynar, o gün hoca neyi nasıl düşünüyorsa o oynar. Bugün nasıl Dzeko 11 maçta, Alexis Sánchez 8 maçta, Robinho 7 maçta, Pazzini 9 maçta, Karim Benzema 8 maçta küsmeden oyuna sonradan girebiliyorsa Umut da girer, Burak da girer…

Şöyle de bir not verim… Galatasaray’daki 12 yabancı oyuncudan Dany ve Amrabat dışındakilerin tümü en az 1 Dünya Kupası’nda oynadı, 2 tanesinin kariyerinde UEFA Kupası şampiyonluğu, 3 tanesinin kariyerinde Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu bulunuyor…

Marifet uçmak değil, hakkını verebilmek...


Galatasaray 2 - 1 Beşiktaş

İkinci yarı bizim için hem skor hem oyun olarak kötü başlamıştı. Kasımpaşa önünde çok pasif, gol pozisyonu üretemeyen ve isteksiz bir Galatasaray izledik…

Neyse ki Beşiktaş derbisinde durum çok daha farklıydı. Bu sezon böyle maçları çok oynadık aslında. Futbolcu her maça aynı ciddiyetle çıkmaya çalışsa da ister istemez bazı maçların havası farklı oluyor. Karabük maçından sonra gelen Manchester United galibiyeti, Gaziantep beraberliğinden sonra Braga’da deplasman zaferi, 1461 Trabzon yenilgisinin ardından Fenerbahçe galibiyeti ve son olarak da Kasımpaşa yenilgisinin ardından gelen Beşiktaş galibiyeti…

Daha iyi daha istekli daha ne yaptığını bilen bir Galatasaray vardı ve 10 kişi kalmasına rağmen fizik direncini kaybetmeyerek kazanmasını bildik…

:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Melo’nun kırmızısı ve bizi bekleyenler
Tolga Özkalfa bu tip maçları yönetebilecek bir hakem olmadığını bir kez daha kanıtladı. Maçın genelinde bu kadar tutarsız olmak büyük başarı.

Melo’nun kırmızısı (ki teşebbüs diyerek atılması bence de doğru verilmiş bir karar olabilir), Necip’e aynı pozisyonda çıkmayan kart, Melo atıldıktan sonra bizim lehimize maçı yönetmesi, 16 faul yapmış Beşiktaş’ın ilk kartı 73’te görmesi… Bu liste uzar ama bu kadarı bile hakemin vasatlığını göstermeye yeter…

Ve bir de Melo olayımız var artık. Kırmızı çıktı ve ceza kesin. Bakalım nasıl bir gerekçe ile ne kadarlık bir ceza gelecek? Asıl önemli olan bu…

Ben Meireles olayında davranıldığı gibi tutarsız davranıp sadece 2 maç ceza verebileceklerini düşünüyorum. Meireles olayından sonra Türkiye’de artık hakemin raporuna bile inanılmadığı ortaya çıktı ki o olayda muhatap direk hakemdi. Burada hakem sadece dışarıdan gördüğü bir olayı yazıyor raporuna. Yani Meireles olayında bizzat hakem kendisine tükürüldüğünü rapor ederken, Melo için hakemin raporu ‘’Melo rakibine tükürdü’’ şeklinde olacak. Ve Meireles olayını ağızdan çıkan sıvı diye millete anlatan kurullar, aynı olayda nasıl karar verecek birkaç gün bekleyip göreceğiz...

:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::


Kasadan çıkan para herkesi gerdi

‘’Futbolunun son baharında Türkiye’ye para için geliyor, Avrupa’da tutunamadı onun için Türkiye’yi seçti, bize dünya çapında kaliteli oyuncu gelmez…..’’

Ne zaman Avrupa’dan yüksek paralarla birileri Türkiye’ye transfer olsa çıkan ilk sözler bunlar… Bu lafları Sneijder’de en azından insanların söylemeye yüzü olmadı neyse ki.

Kariyeri, kalitesi hakkında şu yazdığım cümle bile ziyan. Burada da konuşulan mevzu şu oldu; ‘’bu kadar paraya değer mi, bu para nereden geliyor, yabancı oyuncuya bu kadar para verilir mi?’’

Hem iyi, kaliteli, yaşlanmamış istiyoruz alınca da bu kadar para eder mi? Eminim, Sneijder Galatasray’a gelmemiş olsa Türkiye’de onu dünyanın en iyi orta 15 – 20 orta saha oyuncusu arasında saymayacak insan sayısı çok az çıkardı. Şimdi de alacağı paraya takmışız. Ortalama 30 maç oynarsa bize 3.5 yıllık toplam maliyeti 25 milyon euro. TL’ye çevirip sayıyı büyük göstermek boş gevezelikten başka bir şey değil. Sayıyı büyük göstermek istiyorsak şöyle bir kıyas yaparak düşünün derim, Man Utd, Zaha için yaklaşık 50-55 milyon TL gibi bir maliyete katlanıyor.

Bir örnek daha verelim de herkes rahatlasın. Zokora’nın Trabzonpor’a ortalama 30 maçtan maliyeti 4 sene için 12 milyon euro. Sneijder’i Zokora’nın 2 katına mal etmek çok geliyorsa dünya futbolundan haberiniz yok demektir, ona da yapacak bir şey yok…

:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Elmander yedek kalıyorsa, herkes kalabilir...

Her oyuncu yedek kalabilir, her oyuncu satılabilir. Bunu aslında kavramak zor değil. Yani Drogba gelirse o da yedek kalabilir, Burak da Umut da Elmander de…

Bunu sorun olarak ortaya atmak bile saçma. Bugün Rooney, Torres, Van Persie, Aguero, Dzeko gibi dünya yıldızları yedek kalıyor küsmüyor da bizimkiler mi küsüyor bir tek. Kim iyiyse o oynar, kimin oynaması Galatasaray’ın menfaatlerine uyuyorsa o oynar. Bugün en çok oynamayı hak eden adam Elmander’in yedek kalması sorun olmuyor da Burak ve Umut’un mu kalması sorun oluyor?

Bir de Burak’ın satılıp, satılmama olayı var. Lig bitmeden böyle bir şey olmasını beklemiyorum ama olursa da makul bonservis bedeli alındıktan sonra neden olmasın… Burak’a 15 milyon euro veren kulüpler varsa, bence düşünmenin anlamı yok. Burak’ı bu bonservis bedelinden daha yüksek bir ücrete satabilmek için onun ve Galatasaray’ın önümüzdeki 2 sezon boyunca aynı performansı göstermeleri gerek. Yani Burak ligde 20 golleri bulacak, Avrupa’da da bir aksilik yaşamazsak 29 yaşında belki bu ücretin üstüne alıcı buluruz. Gerçekçi olmak lazım… Sneijder’e çok para verildi diyenler nasıl oluyor da Burak’ı 15 milyon’a satmak büyük hatadır diyebiliyor…

2013 Afrika Kupası'ndaki Avrupalılar

2013 Afrika Uluslar Kupası bugün Güney Afrika'da start alıyor. Avrupa'nın birçok kulübü de bu turnuvaya oyuncularını göndermek durumunda kaldı.

Avrupa'da futbol oynayan oyuncusu bulunmayan tek takım Etiyopya iken, Afrika Uluslar Kupası'na en çok oyuncu veren ülke malum Fransa. Ülkemizden de 10 oyuncu - (Amrabat, Eboue, Djalma, Akaminko, Mabiala, LuaLua, Bamba, Zokora, Ben Yahia, Yobo) turnuvada mücadele edecek.

Kaleci böyle çalıştırılır...



Deportivo La Coruna'dan başarılı ve oldukça yaratıcı bir kaleci antrenmanı...